Köyler, mahalleye dönüştürüldü; bu dönüşümle beraber Mahalle olan yerler, köy olmaktan çıķınca ,eski köyün yeni mahalle yerlisi insanlar, rahat bir hayat sürdürme isteğine bürünerek bulundukları yeri terk ederek, her geçen gün yurtlarını bırakıp birer, birer şehirlere gidiyorlar.
Yaz aylarında toprağına dönecek olan eski köyün yerleşik insanı, köyünü yazlıkçı gibi kullanmaya başlayınca kışın yalnız bırakılan yerler, ister istemez bozguna uğramaya başlıyor.
Ayrıca yaz aylarında yazlıkçı olarak yaşayan insanlar köye geldiklerinde maaşlarını alıp, alış veriş yaparak evlerinde komşularıyla olmaktan ya da televizyon seyretmekten başka bir şey yapmayarak, koskocaman toprakları boş yatırıyorlar.
Geçen bir sohbette söylendi; "insanlar iyice tembelleşti." Diye.
Önceden tarıma verilen önem bitmiş olup,
hayvancılığın da bittiğini, yerini hazırcılığın aldığını her yerde görebiliyoruz. Yaban hayvanı, evcil hayvanı gördüğümüzde hemen onu nasıl ortadan kaldıracağımızı düşündüğümüz zamanlardan geçiyoruz.
Doğayla iç içe yaşamdan uzaklaşıp, her bir karış ormanı ve toprağı tahrip ettiğimizde doğa bize "dengesini neden bozduğumuzu" yöntemleriyle sormaya devam ediyor, edecektir.
Bir yerde okumuştum.
"İnsan doğadan uzaklaştıkça kendine de yabancılaşır." deniyordu.
İnsanın kendisi doğada bulunan diğerleriyle etkileşim içindedir.
Böylelikle kendisine yabancı olmayan insan karşısında olan, iç içe kaynaştığı her şeyle bir olacak ve dolayısıyla kendinden kopmayacaktır.
İnsanlığın geldiği nokta, kendine yabancılaşma noktası oldu.
İnsan, kendisinin olması gereken her şeyin içinde etkin olmayacağını göstereceğinden, doğal denge daha da bozulacaktır.
Doğayla uyum demek; bulunulan ortamın doğallığının bozuma uğratılmadan hayvanıyla, sürüngenleriyle, gökte uçan kuşuyla, bitki örtüsüsüyle hep beraber hiç bir zarara uğratmadan bir arada yaşamak demektir.
Doğal afetlerin çevreye verdiği zararlar, zaman içinde kendini onarmak üzere hazırlanmış kendi yasası içindedir doğanın. Fakat insanın çevreye verdiği ve bozulmalar için gösterdiği tarifsiz tahribatın düzelme şansı hiç yok. İnsan eliyle yok ediyor doğa ana.
Buradan yola çıkarak köylerin, köy olarak kalabilmesi, orada bulunan doğallığın bozulmamasından geçecektir.
