Tarih: 28.06.2025 19:23

Yazar Kaplan: Postmodern dünyanın aktörleri 'ailesiz bir dünya' tasarlıyor

Facebook Twitter Linked-in

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Aile Fuarı, Ankara ATO Congresium’da ikinci gününde devam ediyor.

Türkiye Darüşşifa Vakfı tarafından düzenlenen “Darüşşifa Söyleşileri: Ailenin Geleceği: Fıtrat Düzeni” başlıklı konferansta konuşan Gazeteci Yazar Yusuf Kaplan, modernitenin aile kurumunu ve insan fıtratını hedef aldığını belirtti.

Kaplan, “Aile kavramının kökü kazınmaya çalışılıyor. Postmodern dünya insanın sadece sosyal değil, biyolojik varlığını da tehdit ediyor. Tabiat delik deşik edildi, Tanrı fikri yok edildi. Modernitenin insanlığı getirdiği nokta tam anlamıyla bir çıkmaz sokaktır.” ifadelerini kullandı.

Kaplan, "Aile kavramının neredeyse kökü kazınmaya çalışıldığı bir dünyanın eşiğinden geçiyoruz. Postmodern dünya, insanın yalnızca sosyal değil, biyolojik varlığını da tehdit ediyor. Fıtrat zaten ünitenin (sistemin) eliyle bozuldu. İnsan fıtratı büyük bir darbe aldı. Ciddi bir sarsıntı geçiriyoruz. Tabiat delik deşik edildi, tanrı fikri yok edildi. Modernitenin, Avrupalıların 300 yıldır dünya üzerinde kurduğu hakimiyetin insanlığı getirdiği nokta: Tam bir çıkmaz sokak! Modernite; değerlerin, inançların, ilkelerin kökünün kazındığı, ruhun yitirildiği bir dönemdir. Modernite ruhsuz bir ulaşımdır. Tanrı fikrinin yitirilmesiyle insan tanrının yerine yerleştirilmesi hümanizm. özellikle 13-14. yüzyılda zirve yaptı. Hümanizm insanın tanrılaştırılması hikayesidir. Yani bir şekilde tanrının yerine insanın yerleştirilmesi hikayesidir. Fransız Devrimi ve aydınlanma süreçleriyle başlayan siyasi, entelektüel ve iktisadi devrimlerle birlikte, Avrupa yaklaşık 300-400 yıl boyunca dünyaya hükmetti. Bu hüküm yalnızca baskı, zorbalık, emperyalizm ve sömürgecilik doğurdu. Avrupa dışındaki tüm kültürlerin, medeniyetlerin ve inançların kökünü kuruttular." dedi.  

"Yahudiler tarihlerindeki en büyük imparatorluğu Amerika'da kurdular"

Konuşmasının devamında Kaplan, şunları söyledi:

"Gazze'den önce biz bu konuları konuşuyorduk. İnsanlar bizimle dalga geçiyordu. Öyle enteresan tipler türedi. 'Komplo teorisi geliştiriyorlar' diye... Sadece bir şey; Netanyahu denen haydutun Amerikan Kongresi'nde yaptığı konuşmayı unutmayın. Yaklaşık bir saat süren o konuşma 57 kez ayakta alkışlandı. Katil, soykırımcı, katliamcı bir adam… 'Özgürlüklerin beşiği' denilen Amerika’da 57 kez alkışlandı! Yahudiler tarihlerindeki en büyük imparatorluğu Amerika'da kurdular. Ve bu imparatorluk dünya hâkimiyetine dönüştü. Bugün ailenin çökmesini sağlayan projeleri geliştirenler Amerika’da oturuyor. Postmodern dünyanın temelini atan aktörler, özellikle 'ailesiz bir dünya' tasarladığını özellikle hatırlatmak istedim."

"Şu an ilk defa 'belirsizlik çağının' ortasındayız"

Kaplan, "Modernite, insanı tanrılaştırdı. Hümanizmle başlayan süreç, şimdi pozitivizmle yapay zekaya evrildi. Artık insanın da devre dışı kaldığı bir döneme geldik. 'Cyborg' dedikleri, yarı insan yarı makine bir dünyanın eşiğindeyiz. Şu an dünyanın en önemli Amerikan'da bir dergi var. Yapay zeka konusunda çok özel bir sayı hazırlamış. Yapay zeka bilimi ile uğraşan tüm birinci sınıf bilim insanlarının kurdukları cümle şu; eğer yapay zekânın geleceği kontrol edilemezse insanlığın geleceği tehlikeye düşebilir. Eğer kontrol makinaya geçerse insan devre dışı kalabilir. Dolayısıyla bu dünyanın sonu anlamına gelebilir. Dolayısıyla hem ailenin tehlikeye düştüğü hem de insanın geleceğinin tehlikeye düştüğü çok tehlikeli dünyanın eşiğine bizi fırlatmış durumdalar." diye ekledi.

 

50-100-200 sene önce geleceğe ilişkin projeler ve geleceğe dair projeksiyonların yapabildiğini belirten Kaplan, "İnsanlık nereye gidebilir. İnsanlık nereye gidebilir. İnsanın durumu vesaire cümle kurabiliyorduk. Geleceğe ilişkin az çok kestirimlerde bulunabiliyorduk. Tahminlerde bulunabiliyorduk. Bu tahminlerin hepsi buharlaşmış durumda. Şu an ilk defa 'belirsizlik çağının' ortasındayız. Dünya bize gebe; biz hakikate. Biz toparlanabilirsek, kendimize gelirsek, toparlanabilirsek, yine kilit rol oynarız. Ben ümitsiz değilim. Kısa vadede (20-25 yıl) karamsar olsam da, orta ve uzun vadede (50-100 yıl) çok daha iyimserim. Eğer biz bu ülkenin çocukları olarak üzerimize düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirebilirsek, tarihin akışını değiştirebiliriz. Çünkü bizden başka kimse yok! Belki bu sözler narsisistik gelebilir ama öyle değil. Eğer Türkiye düşerse, insanlığın geleceği karanlık olur. Türkiye toparlamazsa, dünya toparlanamaz. Türkiye'nin toparlanması dünyanın yeniden ayağa kalkabilmesinin, insanca bir dünyaya insanlığın kavuşabilmesinin yegane şartıdır. Eğer Türkiye toparlanabilirse İslam dünyası ayağa kalkarsa, İslam dünyasının ayağa kalkabilmesi dolasıyla insanlığın ayağa kalkabilmesi demektir. Bunlar retorik cümleler ama içini doldurursak bir anlamı olacak. Şunu bilin: Tarih bizi çağırıyor! Eğer bu çağrıya kulak vermezsek, insanlığı çok karanlık bir gelecek bekliyor." ifadelerine yer verdi.

Uluslararası Aile Fuarı, Pazar akşamına kadar devam edecek. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —