Örkmez, obezitenin, gerek gelişmekte olan ülkelerde gerekse de gelişmiş olan ülkelerde son yıllarda sıklığı giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini kaydetti.
"Sedanter yaşam, beslenme alışkanlıkları obeziteye neden olabilmektedir"
Dr. Örkmez "Obezite, gerek gelişmekte olan ülkelerde gerekse de gelişmiş olan ülkelerde son yıllarda sıklığı giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Vücuttaki yağlı kütlenin yağsız kütleye göre aşırı miktarda artmasıyla sonuçlanan boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının istenilen düzeyin üzerinde olması olarak tanımlanabilir. Son yıllarda özellikle gerek beslenme alışkanlıklarının değişmesi gerekse de fiziksel aktivitenin kısıtlanması gibi nedenlerden dolayı sıklığı ülkemizde de giderek artmakta ve hem hastalarda yaşam kalitesini hem de yaşam süresini olumsuz etkilemektedir. Obeziteye neden olan faktörlere baktığımız zaman genetik faktörler, sedanter yaşam, beslenme alışkanlıkları, bazı hormonal bozukluklar, psikolojik problemler altında yatabilmektedir. Tabi obeziteye bağlı olarak hayatı tehdit eden bir sürü durumla karşılaşmaktayız. Bunlar gerek tip 2 diyabet, dislipidemi, kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere bazı psikolojik problemler, özellikle toplumsal uyum problemleri, yine bizim bölümümüzü ilgilendiren kas iskelet sistem hastalıkları, osteoartit gibi hastalıkları görebilmekteyiz." dedi.
"Egzersiz mutlaka olması gereken program"
Obezitenin tedavisinde egzersiz hareketlerin çok önemli olduğuna değinen Örkmez "Obez olan bireylerde özellikle vücudun ağırlık taşıyan eklemlerinde, bel omurlarında, kalça eklemlerinde ve diz eklemlerinde zamanla eklem yapısında bozulmalar, dejeneratif değişiklikler ve osteoarthritik durumlar ortaya çıkabilmektedir. Obezitede tedavi olarak hastaya diyet tedavisi, davranışsal tedavi, bazen gerek göründüğünde ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi önerilebilmektedir. Ama burada özellikle bütün tedavilerde mutlaka olması gereken program egzersiz programı. Egzersiz programı olmadan obezite ile mücadele etmek neredeyse imkansız gibidir. Egzersiz programlarını hastaların yaşına, cinsiyetine ve çeşitli var olan sekonder hastalıklarına göre programlama yapmaktayız. Hasta ilk başvurduğunda herhangi bir kardiyovasküler hastalığı var mı, pulmoner bir hastalığı var mı ya da ek farklı bir hastalığı var mı diye araştırma yapılıp kişiye özel egzersiz programı düzenlenmesi yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Hastanın mümkün olduğu kadar inaktiften aktif hale gelmesini sağlıyoruz"
Obez kişilerin yürüyüş yapmalarını ve merdiven kullanmalarını öneren Örkmez "Hastanın durumuna göre genelde hafif egzersizlerle başlanılıp, yine hastanın tolerasyon durumuna göre egzersizlerin yoğunluğu arttırılabilir. Burada tabi ki altta yatan genetik faktörler, hormonal faktörler de olabilir ama genel anlamda hastaların mümkün olduğu kadar fast food gibi hazır yiyeceklerden, paketlenmiş ürünlerden uzak durması ve sağlıklı beslenmesini önermekteyiz. Yine ufak yürüyüşler gerekirse, mesela iş yerine yakın arabayı biraz uzak mesafeye park edip ufak yürüyüşler yapabilir, asansör yerine merdiven kullanabilir. Günlük hayatta da böyle ufak değişiklikler yaparak hastanın mümkün olduğu kadar inaktiften aktif hale gelmesini sağlıyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
