Tarih: 12.07.2025 10:51

Siyonist saldırganlık mezarlara kadar uzandı

Facebook Twitter Linked-in

Han Yunus'un batısında yer alan Mevasi, Türk Mezarlığı ve Mezbaha bölgeleri, siyonist rejimin ani ve yıkıcı bir saldırısıyla 24 saat boyunca cehennemi yaşadı. Perşembe sabahı başlayan ve cuma sabahına dek süren saldırıların ardından işgalciler bölgeden geri çekildi; gerideyse yakılmış çadırlar, dağıtılmış eşyalar ve kazılmış mezarlar kaldı.

Yerinden edilen Filistinliler, siyonist rejim tanklarının çekilmesiyle birlikte yaşadıkları yerlere geri dönmeye çalıştı. Ancak bu dönüş bir yuvaya değil, enkaz yığınına yapıldı. Yanan battaniyeler, boş su bidonları ve etrafa saçılmış çocuk giysileri, yaşananların sessiz tanığıydı. En hazini ise yağmalanmış mezarlıklardı.

"Ölüler bile rahat bırakılmadı"

Gazze Vakıflar Bakanlığı, siyonist rejimin saldırısı sırasında Türk Mezarlığı'na girilerek kabirlerin kasten tahrip edildiğini, bazı şehit naaşlarının mezarlardan çıkarıldığını açıkladı. Açıklamada, "İşgalciler sadece yaşayanları değil, ölülerimizi de hedef alıyor. Bu, dini ve insani değerlerin en ağır şekilde çiğnenmesidir." ifadeleri yer aldı.

Halktan gelen tepkiler de öfke ve acı doluydu. Nâzıl Han Yunuslu Hasan el-Berim, oğlu şehit edildikten sonra defnedildiği mezarın dozerlerle kazıldığını söyledi: "Oğlumun kemiklerini gördük… Bu nasıl bir vahşettir? Ölüye bile saygısı olmayan bu rejimin insanlıkla ilgisi kalmamıştır."

Binlerce kişi bir kez daha yerinden edildi

Saldırılar sırasında yüzlerce aile, sabahın erken saatlerinde çadırlarını terk ederek yanlarına hiçbir şey alamadan Mevasi bölgesine kaçtı. Ancak Mevasi'nin kendisi de aşırı kalabalık, susuzluk ve açlıkla boğuşan bir bölge. Kadınlar çocuklarını kucaklarında taşırken, yaşlılar ve engelliler enkazlar arasında çaresiz kaldı.

Samer Ebu Taime, "Elimizdeki her şey o çadırdaydı. Şimdi hiçbir şeyimiz yok. Gölge yok, su yok, yiyecek yok. Çocuklar korkudan uyuyamıyor." diyerek durumu özetledi.

Siyonist saldırılar sırasında birçok Filistinli şehit olurken, yaralananlar Nasser Tıp Merkezi'ne sevk edildi. Ancak merkezin sınırlı yakıt ve malzeme ile çalışmaya devam ettiği bildirildi. Doktorlar, mucizevi şekilde kurtulan bazı sivilleri tedavi ettiklerini ancak sağlık sisteminin tam çöküşün eşiğinde olduğunu belirtti.

"Bu toprak bizim, buradayız ve kalacağız"

Saldırılar sona erdiğinde halk, bir kez daha yıkılmış çadırlara ve kazılmış mezarlara döndü. Ancak onların bakışlarında bir korku değil, kararlılık vardı. Bu toprakların sahipsiz olmadığını haykıran o kararlılık, tüm dünyanın gözleri önünde süren vahşete karşı Filistin'in onurunu ve direnişini temsil ediyordu.

Siyonist rejim, işgal ve ölüm politikalarına şimdi bir de mezar yağmalamayı ekledi. Bu durum, sadece uluslararası hukukun değil, insanlık vicdanının da topyekûn çiğnendiğini gözler önüne seriyor. Buna rağmen Gazze halkı, "bizi toprağımızdan koparamayacaksınız" demeye devam ediyor.

(İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —