Gazze halkı aylardır demir ve ateşten değil, ekmek, su ve ilaçtan oluşan ölümcül bir silahla karşı karşıya. Siyonist rejim, yıllarca diplomatik bahanelerle gizlediği "toplu açlık" politikasını artık açıkça uygulamaya koydu.
New York Times’ın aktardığına göre, siyonist rejim sözde Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump yönetiminin doğrudan desteğiyle, Gazze’ye yönelik "toplu açlık" stratejisini pervasızca hayata geçiriyor.
Bu savaş suçu niteliğindeki uygulama, uluslararası hukuk ve insanlık çağrılarına aldırış etmeden sürüyor. Ocak 2025’te başlayan ateşkes anlaşmasının kısa süreli gevşemesi ardından, mart ayından itibaren tüm sınır kapıları kapatıldı. Siyonist rejim, direniş gruplarını zayıflatmak için Gazze halkının temel ihtiyaçlarını siyasi pazarlık aracı yapıyor.
Ramazan ayında milyonlarca Gazze sakini iftar sofrasına hasret kaldı. Elektrik kesintileri nedeniyle su arıtma tesisleri çalışmaz hale geldi, 600 binden fazla kişi temiz suya erişemiyor. Ekmek nadir ve pahalı, sağlık sistemi ise yakıt kıtlığı sebebiyle neredeyse çökmüş durumda. Şubat ayında soğuk ve imkânsız koşullar altında altı bebek hayatını kaybetti.
Uluslararası toplumun sessizliği ve büyük devletlerin ikiyüzlü tavırları ise trajediyi derinleştiriyor. Bir yandan BM felaket uyarıları yaparken, diğer yandan yardım girişimleri siyasi koz olarak kullanılıyor. İnsani yardım kuruluşları, bu açlık politikasını uluslararası insancıl hukuka aykırı olarak değerlendiriyor.
Gazze’nin yeniden inşası için girişilen projeler bile siyonist rejim engelleri nedeniyle hayata geçirilemiyor. Ağır makineler, jeneratörler ve hatta plastik boruların bile sınırdan geçişine izin verilmedi. Bu, sadece bir kuşatma değil, bilinçli ve planlı bir cezalandırma siyaseti.
Filistin halkının yaşadığı bu zulüm, sadece çocukların açlıktan ölmesi değil; aynı zamanda katillerin cezasız kalmasıyla daha da derinleşiyor. Dünya harekete geçmezse, Gazze kalmayabilir. (İLKHA)