Ağrı Merkez Camiinde namaz çıkışı gerçekleştirilen basın açıklamasına Ağrı Kudüs Platformu bünyesinde faaliyet yürüten STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Basın açıklamasını STK'lar adına Turgut Özmüş okudu.
"İslam bir hayat sistemi olmaktan çıkarılıp kimlik siyasetine alet edildi"
Özmüş açıklamasında Gazze'de acı tablonun devam ettiğinin altını çizerek sorumluluk sahibi herkesin harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Neredeyse İslam coğrafyasının tümü ile ateş altında olduğunu hatırlatan Özmüş, "İnsanlığın ve inancın en ağır sınavlarından geçiyoruz. Gazze’de yanan çocukların sesi henüz dinmeden, İran bombalanıyor. Yemen'de açlık, Sudan'da iç savaş, Suriye'de yıkım devam ediyor. Müslüman coğrafyanın her parçası bir başka acının taşıyıcısı haline gelmişken, biz hâlâ sessiziz. Sadece devletler değil, sokaktaki insanlar da sessiz. Çünkü ümmet duygusu kurutuldu, İslam bir hayat sistemi olmaktan çıkarılıp kimlik siyasetine alet edildi." dedi.
"Biz Müslümanlar hangi ortak hedefte birleşiyoruz?"
Özmüş açıklamasının devamında, "Bugün karşımızda örgütlü, sistematik ve ortak hedeflere odaklanmış bir yapı var. Küfür tek millettir. Bu, sadece bir slogandan ibaret değil; Kur’an’ın ve tarihin bize gösterdiği hakikattir. Onlar farklı milletlerden olabilir ama hedeflerinde birleşmişlerdir. İslam’ı zayıflatmak, ümmeti bölmek, kaynaklarımızı sömürmek ve bizi birbirimize düşman etmek. Peki biz? Biz Müslümanlar hangi ortak hedefte birleşiyoruz? Mezheplerimiz ayrıldı, cemaatlerimiz birbirine duvar ördü, milliyetçilikle din iç içe geçirilerek kardeşlik duygumuz zayıflatıldı. Oysa İslam insanı, toplumu ve siyaseti bir bütün olarak kuşatan bir sistemdir. Bir Müslüman, sadece kendi ibadetine odaklanarak değil; zulme karşı durarak, adaleti savunarak, mazluma omuz vererek Müslüman olur." ifadelerini kullandı.
"Bugün Filistin’i konuşmak sadece bir dış politika meselesi değil; bizim inancımızın onurudur" diye Özmüş sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran’a yapılan saldırıları görmek sadece jeopolitik okuma değil; ümmete sahip çıkmaktır. Yemen’de, Sudan’da, Lübnan’da yaşanan felaketleri duymak sadece vicdan işi değil; imanın gereğidir. Artık susmak bir tercih değil, bir vebaldir. Müslümanlar artık mezhebi, meşrebi, partisi, kökeni ne olursa olsun ortak bir hakikatte buluşmalıdır. Küfür birleşmişse, biz de Tevhid ekseninde birleşmeliyiz. Bu sadece bir duygusal çağrı değil, yaşamsal bir zorunluluktur. Ya birlikte dirileceğiz, ya da ayrı ayrı boğulacağız. Türkiye’nin artık bu sorumluluğu üstlenme vakti gelmiştir. Ne Batı’nın yanında ne Doğu’nun gölgesinde; kendi öz kimliğinde, kendi medeniyet ekseninde durma zamanı."
"Müslüman'ın İslam'ın izzetini koruma hususunda her türden meşru müdafaa hakkına sahip olduğunu tüm kamuoyuna bilhassa İslam düşmanlarına hatırlatırız"
Açıklamasında Leman Dergisi'nin Peygamber Efendimize yaptığı hakaretin kabul edilemez olduğunun altını çizen Özmüş, "Charle Hebdo'nun Türkiye şubesi olmaya kalkışanları da uyarıyoruz. Leman dergisinin yayınladığı karikatürle Peygamber Efendilerimiz Hz. Muhammed (sav)'e ve Hz. Musa (as)'a dil uzatması ifade özgürlüğü değil, İslam Peygamberlerine ve onun ümmetine yapılmış bir hakarettir. Ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Hz. Peygamber Efendimiz'e yapılan bu hakareti kabul etmiyor; bu çirkin karikatürü yapanları, yayanları ve destekleyenleri lanetliyoruz. Canımızı, malımızı ve uğrunda her şeyimizi Allah'ın ve resullerinin yolunda feda etmeye hazır Müslümanlarız. Peygamberlerimize hakareti reva gören hadsizlere had bildirecek cesarette ve güçteyiz. Bilinsin ki; bu topraklarda Peygamber sevgisi sadece bir duygu ve kuru iddiadan ibaret değildir. Değerlerimize yapılan saldırılara karşı gereken yasal süreç işletilmediği takdirde her Müslüman'ın İslam'ın izzetini koruma hususunda her türden meşru müdafaa hakkına sahip olduğunu tüm kamuoyuna bilhassa İslam düşmanlarına hatırlatırız." şeklinde konuştu. (İLKHA)
