9277,01%2,98
39,11% -0,20
44,55% -0,72
4210,90% -1,21
6703,26% -0,16
Akademisyenlerin, hukukçuların, gönüllü sağlık çalışanlarının ve saha deneyimi olan uzmanların katılımıyla gerçekleştirilen sempozyum, Gazze’deki soykırımın tıbbi, hukuki ve insani boyutlarını gözler önüne serdi.
Programın açılışında konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aynur Görmez, "Amacımız, Gazze'de yaşanan sağlık krizine dikkat çekmektir. Gazze'de tıbbi ve insani yıkımın sağlık camiası tarafından görünür kılınması önemlidir. Sempozyumun Gazze için faydalı olmasını diliyorum." dedi.
" Bu bir savaş değil, sistematik bir yok etme sürecidir"
Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sobhi Skaik, "Gazze satılık değildir. Gazze'yi terk etmeyeceğiz, yeniden inşa edeceğiz. Gazze'ye atılan bombaların Hiroşima'ya atılan atom bombasının 6 katı kadar. 38 hastaneden 37'si doğrudan hedef alındı. Şifa Hastanesi'nin bulunduğu alana 4 toplu mezar kazıldı. Gıda ve ilaç yetersizliğinin yanı sıra, malnütrisyon ve tanı konulamayan binlerce kanser vakası var. Bu bir savaş değil, sistematik bir yok etme sürecidir." diye konuştu.
"İsrail uluslararası hukuk önünde hesap vermelidir"
İkinci oturumda "Gazze'de Sağlık Sisteminin Yıkımı: Savaş Suçu Bağlamında Uluslararası Hukuki Değerlendirme" başlıklı bir sunum gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslam Hukuku Araştırma Merkezi Koordinatörü Anas Zeineddin, "Gazze'deki sağlık kurumlarının sistematik hedef alınmasının Cenevre Sözleşmeleri, Roma Statüsü ve 1948 Soykırım Sözleşmesi kapsamında açıkça bir savaş ve soykırım suçudur. İsrail uluslararası hukuk önünde hesap vermelidir." şeklinde konuştu.
Sempozyumun ikinci oturumda "Literatürde Soykırım: taraf mı, tarafsız mı?" başlıklı bir sunum gerçekleştiren Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Oğuzhan Koyuncu, "Bilim camiası, bazı kesimlerinin tarafsızlık kisvesiyle sessizliğe gömüldü. Bu, soykırımı meşrulaştırıcı bir roldür. Gazze'deki hekimlerin yayınları, sağlık sisteminin çöküşüne dair verileri gözler önüne seriyor." dedi.
Sempozyumun üçüncü oturumda söz alan Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Uygun, gönüllü olarak Gazze’de geçirdiği 65 günlük süreçte şahit olduğu bazı manzaraları aktardı.
Dördüncü oturumda, "Soykırımda Gebelik ve Doğum" başlıklı bir sunum gerçekleştiren Şifa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Fadia Malhis, "Hamile kadınların yüzde 60'ı erken doğum, idrar yolu enfeksiyonu ve hipertansiyon riskiyle karşı karşıya. Lütfen soykırımı normalleştirmeyin!" çağrısında bulundu.
"Yaşam koşullarının her geçen gün daha da kötüleşiyor"
Sempozyumun kapanış oturumunda, "Soykırımda Gazze'nin Çocukları ve Geleceği" başlıklı bir sunum yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fırat Erdoğan, "Gazze'de her 45 dakikada bir çocuğun hayatını kaybediyor. Düşükle sonuçlanan gebelikler 3 kat arttı. Yaşam koşullarının her geçen gün daha da kötüleşiyor. Engellilik, enfeksiyon, yetersiz beslenme ve travmalarla boğuşan çocukların geleceğin yok edilmek isteniyor." diye konuştu.
Filistin Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Daire Başkanı Psikiyatri Uzmanı Dr. Samah Jabr, uzaktan bağlantıyla yaptığı konuşmada, psikolojik travmaların derinliğine dikkat çekti. (İLKHA)