7 Ekim 2023’ten bu yana her platformda Gazze halkını yalnız bırakmayan Diyarbakır, insani yardım ablukasını kırmak üzere yola çıkan Mağrip Direniş Konvoyuna destek amaçlı Peygamber Sevdalıları Vakfı öncülüğünde yine meydanlardaydı.
Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Fırat bulvarında bir araya gelen Diyarbakırlılar, basın açıklamasının yapılacağı Yenihal Köprülü Kavşağına doğru tekbir ve sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti.
Yenihal Köprülü Kavşağında yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Mehmet Emin Gülsever okudu.
Açıklamaya "Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir." ayet-i kerimesiyle başlayan Gülsever, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze'de yaşananların tarihin en karanlık sayfalarında yerini aldığını, 600 günü aşkın bir süredir saldırılar devam ettiğini ifade ederken Gazze'nin harabeye dönüştürüldüğünü ve insanlık haysiyetinin ayaklar altına alındığını kaydetti.
"Direniş, uykuda olanları uyandırmıştır"
İşgal rejiminin Gazze soykırımında 63 binden fazla Müslümanı şehid ettiğini sözlerine ekleyen Gülsever, "Şehitlerin 18 binden fazlası çocuklardan oluşmaktadır. 2 bin 483 Filistinli ailenin tüm fertleri şehid olmuş ve bu aileler nüfus kayıtlarından silinmiştir. Şehid olanların yüzde yetmişe yakını çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşmaktadır. siyonist saldırılarda 42 binden fazla çocuk yetim bırakılmıştır. Gazze’de çocuk, kadın, yaşlı ve sivil bir halk, işgal rejimi tarafından tamamen yok edilmek istenmektedir. siyonist rejimin savaş suçlarını, dünyaya duyuran basın mensupları katledilmiş, soykırımın üstü kapatılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte, 226 gazeteci şehid olmuştur." dedi.
Gazze’de yaşanan zulümlere karşı dünya halklarının insanlık haysiyetini yüklendiğini, halkların devletlerden daha cesur adımlar atarak aynı çatı altında toplandığını vurgulayan Gülsever, "Dünya hakları zulme karşı tek ses, tek nefes olmuştur. Halklar, mazlumların çığlığını duymakta ve tepkilerini dile getirmektedir. Gazze halkının kararlı ve dik duruşu; dünya halklarına bir muştu, bir rehber, bir yol gösterici olmuştur. Direniş, uykuda olanları uyandırmıştır. Vicdanlar ayaklandı, sokaklar doldu taştı, meydanlar zulme karşı tek yürek oldu." ifadelerini kullandı.
"siyonist rejimin İran’a saldırıları işgali bölgesel boyutlara taşımanın göstergesidir"
Refah sınır kapısında uygulanan ablukaya da dikkat çeken Gülsever, yaşanan son gelişmelere de değinerek şunları söyledi:
"Gazze'ye yönelik insani yardım ablukasını kırmak üzere birçok aktivist sivil girişimde bulunmaktadır. Mağrip Direniş Konvoyu şu anda Libya'da ve Gazze'ye yürümektedir. Dünyanın dört bir tarafından aktivistler, 'Küresel Gazze Yürüyüşü' için Mısır'ın başkenti Kahire'de buluştu. Binlerce aktivist, insanlığın haysiyetini yüklendi. İnsanlığın vicdanı, 'Küresel Gazze Yürüyüşü' ile Refah Sınır Kapısı'na doğru yürümektedir. Bizlerde bu yürüyüşe ses ve nefes olmak için meydanlara akın ettik. Tüm bu gelişmelerle birlikte dünya devletleri üç maymunları oynamakta, uluslararası hukuk ayaklar altına alınmakta, modern çağın zulümlerine karşı dünya devletleri kör, sağır ve dilsiz kalmaktadır. Uluslararası kurumlar ve devletler Gazze’nin mazlum halkına sırtını dönmektedir. Gazze’de yaşanan soykırım, modern çağın karanlık ve çirkin yüzünü göstermektedir."
Gülsever, "Direnişe destek sağlayan ülkeler, bir elin beş parmağını geçmemektedir. Gazze halkının ve direnişin yanında yer alan Lübnan, Yemen ve İran saldırılara uğramaktadır. siyonist rejimin Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a saldırıları işgali bölgesel boyutlara taşımanın göstergesidir. 'Vaat edilmiş topraklar' hezeyanıyla hareket eden siyonist rejim, bölgesel tehdit olmaktadır. Filistin, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’dan sonra gözünü dikeceği yer, Türkiye’dir. siyonist zulme karşı bölgesel müdahale gücü oluşturulmalı, somut adımlar atılmalıdır. Türkiye başta olmak üzere, vicdan sahibi ülkeler bu gücü oluşturmalıdır. 'Kudüs İttifakı' kurularak Gazze, Kudüs ve Mescidi Aksa işgalden kurtarılmalıdır."
"Türkiye, Filistin’in yanında yer alan komşusu İran’a destek vermelidir"
Konuşmasına "Zulüm ve baskı tamamen ortadan kalkıncaya ve hâkimiyet sadece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer haksızlıklara son verirlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur." Ayetiyle devam eden Gülsever, dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden taleplerini şu şekilde sıraladı:
"siyonist işgal rejiminin Lübnan’a, Yemen’e, Suriye’ye ve İran’a yapmış olduğu saldırıları lanetliyoruz. İşgal rejiminin, yayılmacı ve saldırgan tutumuna karşı, sert tedbirler devreye sokulmalıdır. Türkiye ve bölge ülkeleri güçlerini birleştirmelidir.
-Türkiye, Filistin’in yanında yer alan komşusu İran’a destek vermelidir.
-Bölgesel tehlike olan siyonist rejime karşı askeri seçenekler masaya yatırılmalıdır. Barış gücü harekâtı başlatılmalıdır.
-Küresel Vicdan Yürüyüşünü sabote eden Mısır’ı kınıyoruz. Türkiye, Mısır’a gerekli ikazlarda bulunmalıdır.
-İnsanlığın haysiyetini omuzlamak için, sınır kapıları derhal açılmalıdır. Gazze’de insani krize bir an önce son verilmelidir.
-Günümüzün Kuvâyi Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askeri olarak desteklenmelidir.
-İşgal rejimine karşı direnişe, silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.
- İşgal rejiminin ateşkes anlaşmasına geri dönmesi için ciddi yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
-HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilmelidir.
-siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykot en büyük silah olduğunu unutmayalım. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edilmelidir.
-siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.
Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, Siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun. Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz." (İLKHA)