Adana’da etkili olan don, tarım arazilerinde ciddi zararlara yol açtı.
Don olayının ardından birçok üründe rekolte kaybı beklenmeye başlandı.
Buğday başta olmak üzere, narenciye ve meyve ağaçlarında verim düşüklüğü dikkat çekti.
Ceyhan’da çiftçilikle uğraşan Dalçın Tek, yaşanan olumsuzlukları dile getirdi.
Tek, özellikle açık alanda üretim yapan çiftçilerin ağır zarar gördüğünü söyledi.
Tarımda dışa bağımlılığın çiftçiyi savunmasız bıraktığını vurgulayan Tek, çözüm önerilerini paylaştı.
Yerel tohum, gübre ve enerji üretiminin yetersiz olduğunu belirten Tek, Ar-Ge ve destek çağrısında bulundu.
“Ceyhan’da don daha etkili oldu, buğday zarar gördü”
Çiftçi Dalçın Tek, Ceyhan’ın Adana'nın merkezi bölgesine göre rakım açısından daha farklı olduğunu belirterek “Don orada daha fazla etkili oldu. Bizim orada narenciye yoğunluğu yok, özellikle buğdayları çok etkiledi. Olumsuz anlamda rekoltenin düşük olması bekleniyor bu sene. Umarım her şey daha güzel olur” ifadelerini kullandı.
“Don, iklimsel bir olay; çiftçinin müdahale imkânı yok”
Don olayının çiftçinin kontrolü dışında bir durum olduğunu belirten Tek, sigorta sisteminin zorunluluğuna işaret ederek “Çiftçinin dona karşı herhangi bir müdahalesi olamaz, bu iklimsel bir olaydır. Bununla ilgili Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM)'in yaptırılması gerekir diye düşünüyorum. Başka türlü zararın altından kalkılacak gibi değil. Açık alan ekimi yapan çiftçilerin bu durumda çok zararı olmuştur” şeklinde konuştu.
“Narenciye yok denecek kadar az, maliyetler çok yüksek”
Meyve üretiminde de ciddi zararlar yaşandığını söyleyen Tek “Şeftalinin çiçeği yandı, limon olmadı, portakal olmadığı, mandalina nispeten olabilir ama tabii ki maliyetlerin çok pahalı oluşu nedeniyle çiftçinin yapacak bir şeyi yok. Tamamen Allah ile baş başasınız” dedi.
“Tarım dışa bağımlı hale geldi, yerli üretim desteklenmeli”
Tarımda yaşanan yapısal sorunlara değinen Tek, yerli üretimin eksikliğine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu “Makro ve mikro anlamda yetkililerden taleplerimiz var. Tarım tamamıyla dışa bağımlı hale gelmiş şu an. Yerli tohumumuz yok, yerli gübremiz yok, yerli mazotumuz yok veyahut yerli enerjimiz yok. Varsa da yetersiz. Bu durumlara alınabilecek önlemler gübre fabrikalarının açılması, yerli tohumun desteklenmesi için çiftçiye bununla ilgili AR-GE'nin yapılması. Tabii bu uzun yıllar alacaktır. Her şeyimizi dışarıdan alıyoruz. Bunlar dövize endeksli olduğu için bizi de sarsıyor, hükümeti ve ekonomimizi de sarsıyor. Bu herkese yansıyor olumsuz anlamda. Bunun düzelmesi için AR-GE'nin yapılması taraftarıyım. Üreticinin desteklenmesi lazım, fiyatların ve enflasyonun stabil kalabilmesi için.” (İLKHA)
