10225,50%-1,28
40,22% 0,13
47,03% 0,37
4349,44% 0,72
6911,83% 0,15
Artan tahammülsüzlük hali, sadece stresli bir dönemin etkisi mi, yoksa daha derin, göz ardı edilen nedenler mi var?
Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız’a göre sinirlilik, yalnızca kişilik yapısıyla ilgili değil; beden, zihin ve sinir sisteminin birlikte verdiği doğal bir tepki. Günümüz yaşam koşulları, bireyin sinir sistemini sürekli tetikte tutuyor. Maddi endişeler, belirsizlikler, sosyal baskılar ve yoğun tempo, kişinin kendini sürekli tehdit altındaymış gibi hissetmesine yol açıyor. Bu durum da öfke tepkilerinin daha sık ve şiddetli şekilde ortaya çıkmasına neden oluyor.
Zihinsel yorgunluk ve geçmişin yükü
Sinir sisteminin aşırı uyarılması yalnızca dış faktörlerden kaynaklanmıyor. Kalitesiz uyku, düzensiz beslenme ve hareketsizlik gibi etkenler de duyguların düzenlenmesini zorlaştırıyor. Ayrıca çocuklukta yaşanan ihmal, eleştirel aile tutumları ya da travmalar, sinir sisteminin hassasiyetini artırarak bireyin geçmişte yaşadıklarını bugünkü olaylara yansıtmasına neden olabiliyor. Kısacası, kişi bazen şimdiki ana değil, geçmişin kapanmamış hesaplarına tepki veriyor.
Öfke bastırılmamalı, anlaşılmalı
Toplumda yaygın olan "öfkeyi bastırmak gerekir" anlayışı ise sorunun çözümüne katkı sunmaktan uzak. Bastırılan öfke zamanla birikir ve kontrolsüz biçimde dışa vurulabilir. Bu nedenle öfkenin nedenlerini fark etmek, onu doğru yönetmenin ilk adımıdır. Öfke, vücudun bir şeylerin yolunda gitmediğine dair verdiği doğal bir işarettir.
Beslenme düzeninin iyileştirilmesi, kafein ve şeker tüketiminin azaltılması, düzenli egzersiz yapılması ve sağlıklı bir uyku rutini oluşturulması gibi basit önlemler, sinirlilik halini önemli ölçüde azaltabilir. Ancak duygusal kökenli öfke söz konusuysa, kişinin iç dünyasına yönelmesi ve gerektiğinde bir uzmandan destek alması önemlidir.
Psikolog Kaan Üçyıldız, özellikle nefes alışkanlıklarının bu süreçte önemli rol oynadığını belirtiyor: "Öfkelendiğimizde nefesimiz hızlanır ve yüzeysel hale gelir. Bu da beyne ‘tehlike var’ sinyali gönderir. Oysa bilinçli, derin nefes almak sinir sistemine güvenli bir durumda olduğumuz mesajını verir. Bu küçük ama etkili uygulama, öfke kontrolünde büyük fark yaratabilir." (İLKHA)