Amerikan saldırısı hedefine ulaşamadı: İran'ın nükleer direnci kırılmadı

22 Haziran gecesi, ABD'nin yedi adet B-2 Spirit tipi stratejik bombardıman uçağıyla gerçekleştirdiği saldırı, İran'ın nükleer altyapısını hedef aldı.

Fordo, Natanz ve İsfahan'da yer alan üç tesise yönelen bu saldırılarda, ABD ordusu şimdiye kadar geliştirilmiş en ağır geleneksel bombalardan biri olan GBU-57A/B MOP (Massive Ordnance Penetrator) kullandı.

Ancak İran kaynakları, saldırının hedeflerine ulaşamadığını bildirdi. Edinilen bilgilere göre, hayati öneme sahip ekipman ve maddeler önceden tahliye edilmiş, bu da olası tahribatı büyük ölçüde sınırlamıştı.

Fordo tesisinin 90 metre kalınlığındaki bazalt tabakasının altına inşa edilmesi, bu tür saldırılar karşısında İran'ın direncini bir kez daha ortaya koydu. Amerikan yönetiminin kullandığı en gelişmiş mühimmat bile İran'ın derin savunma sistemlerine karşı yetersiz kaldı.

Siyonist rejimin İran'a karşı uzun yıllardır başaramadığı "etkisizleştirme" girişimleri, bu kez ABD eliyle tekrarlanmak istendi; ancak sonuç yine değişmedi.

İranlı yetkililer, bu saldırının cezasız kalmayacağını ve her türlü saldırıya karşı meşru müdafaa haklarını saklı tuttuklarını net bir şekilde duyurdu.

İşgalci ABD'nin en gelişmiş teknolojisiyle yapılan saldırının, İran'ın stratejik nükleer savunmasını kıramadığı bir kez daha ortaya çıktı.

Russia Today

Rusya merkezli uluslararası haber kanalı RT (Russia Today) da ABD'nin İran'daki nükleer tesislere düzenlediği saldırıyı analiz etti.

RT'nin yaptığı teknik ve stratejik değerlendirmeye göre:

"GBU-57A/B MOP bombası, yüksek teknolojisi ve üstün delme gücüyle öne çıkıyor ancak İran'daki derin ve sağlam korunan tesislere tam anlamıyla nüfuz edip zarar verip vermediği tartışmalı.

İran'ın saldırı öncesinde kritik malzemeleri ve hassas ekipmanları tahliye etmesi, bombardımanın yaratabileceği gerçek hasarı büyük ölçüde sınırlandırdı.

Saldırı, tam anlamıyla tesislerin altyapısını yok etmekten çok, ABD'nin bölgesel ve küresel aktörlere güçlü bir siyasi mesaj verme amacı taşıyor.

Geçmişte İsrailin benzer hedeflere yönelik operasyonlarının da büyük bir başarı sağlamadığı, İran'ın derin ve sağlam korunan nükleer altyapısının etkisiz hale getirilmesini zorlaştırdığı biliniyor."

Sonuç olarak, ABD'nin bu saldırısının stratejik hedeflerinin tam olarak gerçekleşmediği, daha çok sembolik ve caydırıcı bir hamle olduğu değerlendiriliyor. (İLKHA)