10358,50%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Boşanma oranlarının her geçen gün arttığı günümüzde, sağlıklı bir ilişki kurmak ve sürdürmek giderek daha zor hale geliyor. Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Şeyma Önür, çiftlerin karşılaştığı iletişim problemleri ve sağlıklı tartışma yöntemleri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Boşanma oranlarının artışına, sosyal medya etkisinden iletişim eksikliklerine kadar birçok konuya değinen Önür, uzun ömürlü ve sağlıklı ilişkiler için dikkat edilmesi gereken noktaları paylaştı.
Önür, mutlu çiftlerin hiç tartışmadığı algısının yanlış olduğunu, sağlıklı ilişkilerin temelinde doğru iletişim ve yapıcı tartışma becerisi olduğunu vurguladı. Tartışmalarda önemli olanın ne söylendiğinden çok, nasıl söylendiği olduğunu belirten Önür, özellikle bağırmanın altında genellikle duyulma ve görülme ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Sosyal medyada gösterilen sahte mutlulukların çiftler üzerinde baskı yarattığını ve gerçek sorunların ertelendiğini söyleyen Önür, tartışma anlarında kısa molalar verilmesini, ancak bu molaların sağlıklı biçimde geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İlişkide "ben" ve "biz" dengesinin kurulmasının şart olduğunu belirten Önür, "sen dili" ile yapılan suçlamaların yerine "ben dili" ile duyguların ifade edilmesinin, empatiyi ve anlayışı artıracağını söyledi. Ayrıca, her tartışmada boşanmayı tehdit unsuru olarak kullanmanın ilişkiyi zayıflattığını, ciddi sorunlar varsa profesyonel destek alınmasının daha sağlıklı olduğunu kaydetti.
"Hiç tartışmayan çiftler mutlu mu?"
"Mutlu çiftler hiç tartışmaz mı? Tabii ki tartışırlar." diyen Şeyma Önür, hiç tartışmayan çiftlerin aslında sağlıklı bir ilişki içinde olmadıklarını söyledi. Önür, "Önemli olan neyi nasıl söylediğinizdir. Ne söylediğinizden çok, nasıl söylediğiniz daha önemlidir." ifadeleriyle, yapıcı iletişimin altını çizdi.
"Sosyal medya gerçek hayatı yansıtmıyor"
Boşanma oranlarının artışındaki önemli nedenlerden birinin, sosyal medyada sergilenen yapay mutluluklar olduğunu belirten Önür, "Çoğu çift, güzel bir fotoğraf paylaşsa da öncesinde veya sonrasında kavga etmiş olabiliyor." diyerek, asıl meselenin, tartışmanın nasıl ve nerede yapıldığına dikkat çekti.
"Arabada kavga etmeyin"
Önür, kavganın gerçekleştiği yerin önemine işaret ederek, "Arabada kavga etmemeye özen gösterin. Çünkü birbirinizi görmediğinizden, karşınızdakinin eşiniz mi yoksa haklılık savaşına girdiğiniz biri mi olduğunu anlayamazsınız." dedi.
"Tartışma azalmaz, biçim değiştirir"
Uzun ilişkilerde de tartışmaların sürebileceğini ifade eden Önür, "30 yıllık evli olup tartışan birçok çift vardır. Zaman geçtikçe tartışmalar azalmaz; önemli olan karşı tarafı nasıl anladığımız ve kendimizi nasıl anlattığımızdır." diyerek iletişim becerilerinin her dönem önemli olduğunu vurguladı.
"Bağırmanın altında yatabilecek nedenler"
Eşlerden birinin bağırmasının, çoğunlukla duyulma isteğini gösterdiğini ifade eden Önür, "Onu duymuyor veya görmüyor musunuz? Eşinizin bağırması, karşılanmamış bir ihtiyacı olduğunu gösterebilir." diyerek, empati kurmanın ve ihtiyaçların fark edilmesinin önemini hatırlattı.
"Ortak zaman, sağlıklı ilişkinin anahtarı"
Modern toplumda hem kadınların hem erkeklerin yoğun çalıştığını belirten Önür, sorumlulukların paylaşılmasının ve birlikte geçirilen özel zamanların önemine vurgu yaptı. Önür, "Bu sabah, akşam rutini veya sadece 10 dakikalık bir sohbet bile olabilir. Karşınızdakini dinlemek çok kıymetlidir."
"5 dakika ben, 5 dakika sen"
Klinik Psikolog Şeyma Önür'ün, etkili iletişim için önerdiği pratik yöntemlerden biri de kısa ama düzenli konuşma zamanları. Önür, şunları söyledi: "En kötü ihtimalle, 5 dakika siz, 5 dakika eşiniz konuşsun. Sadece ne anlatmak istiyorsanız onu anlatın; konuşun, ağlayın, susun, sarılın. Bu anlar 'biz' olmayı öğretir."
"Ben" mi, "Biz" mi? dengesi kurulmalı"
Modern toplumun temel ilişki probleminin, "biz" olamamak olduğunu belirten Önür, "Önce 'ben' olmalıyız ki 'biz' olabilelim. Ancak sonrasında 'bize' de vakit ayırmak gerekir. Bu dengeyi kuramazsak, ya hep verici ya da hep alıcı oluruz. Bu da öfkeyi artırır." ifadelerini kullandı.
"Eleştiri yerine anlatım, suçlama yerine duygu"
"Sürekli eleştirmeye başladığımızda, karşı taraf savunmaya geçer veya duvar örer." diyen Önür, özellikle erkeklerin bu noktada kapanabildiğini söyledi. "O an vücutları donar, söyledikleriniz kulağına bile gitmez. Hem siz hem o yorulur" diyen Önür, yapıcı dille konuşmanın önemine değindi.
"Mola verin, ama doğru verin"
Tartışma esnasında kısa bir mola vermenin, süreci daha sağlıklı hale getirdiğini belirten Önür, bu molaların amacına uygun yapılması gerektiğini söyledi. Önür, "Yan odaya gidip eski kırgınlıkları düşünmek değil, kendinize odaklanmak, rahatlamak, belki egzersiz yapmak gerekir." dedi.
Moladan sonra tekrar suçlayıcı dile dönülmemesi gerektiğini vurgulayan Önür, "Sen şöyle yapıyorsun, sen böyle davranıyorsun…" gibi cümlelerin yeniden çatışma yaratacağını, bunun yerine 'ben' diliyle duyguların ifade edilmesi gerektiğini belirtti ve "Gerçekten yorgun hissediyorum. Bana nasıl yardım edebilirsin?" gibi ifadelerin, iletişimi onarıcı hale getirdiğini ekledi.
"Boşanma bir tehdit aracı olmamalı"
"Kimse boşanmak için evlenmez." diyen Önür, küçük tartışmalarda bile boşanmanın gündeme getirilmesinin ilişkiyi zedelediğine dikkat çekti. Önür, "Her kavgada 'boşanacağım' demek, ilişkinin içini boşaltır. Bu, temeli zayıf bir bina gibi olur; sallanır, duramazsınız." diye konuştu.
Eğer boşanma ciddi bir seçenekse, bu noktaya gelene kadar olan sürecin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Önür, şu soruların sorulmasını önerdi: "Bizi ne zorluyor? Başta mutluyduk, şimdi neden buradayız?" Bu sürecin sağlıklı yönetilebilmesi için profesyonel destek alınmasının önemini vurguladı.
"Temel sağlamsa ilişki de sağlam kalır"
Önür son olarak, sağlam temellere oturtulmuş bir ilişkinin, sorunlarla daha kolay başa çıkabileceğini belirterek, şunları kaydetti: "Zorlandığınızda iletişimi geciktirmeden kurun. Çözüm bulamadığınız noktada bir uzmandan destek almak, süreci çok daha sağlıklı hale getirir." (İLKHA)